Atatürk’ün Esir Aldığı Yunan General Nikolaos Trikupis ve Talas Üsera Garnizonu
Özet
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra özellikle İngiltere’nin desteğini alan Yunan ordusu Megali İdea’yı (Büyük
Yunanistan) gerçekleştirme yolunda Anadolu topraklarını işgale girişti. Batı Cephesi’nde kurulan TBMM’ye
bağlı düzenli ordu Yunan ordusuna Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Savaşı ile son darbeyi vurdu. Bu
zafer öncesinde esir alınan Yunan askerlerine, zafer sonrasında çok sayıda Yunan askeri ve ayrıca Yunan
ordusunun başkomutanı General Trikupis ile maiyeti de eklendi. Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan
Savaşı’ndan sonra esir sayısının hızla artması üzerine esir subaylar; Afyon, Kırşehir ve Kayseri’ye nakledildi.
Diğer asker ve sivil esirler ise Anadolu’nun farklı bölgelerine sevk edildi. Yunan savaş esirleri, Lozan Barış
Konferansı’nda Türkiye ve Yunanistan devletleri arasında imza edilen, esirlerin karşılıklı serbest bırakılmasına
ilişkin belgenin hayata geçişine kadar oluşturulan üsera garnizonlarında tutuldular. Bu üsera garnizonlarından biri
olan Talas Üsera Garnizonunda sadece Yunan subayları kaldı. Talas Üsera Garnizonu Uluslararası Kızılhaç
Heyeti tarafından iki defa teftişe tâbi tutuldu. Heyet, esirlerin ve garnizonun durumu hakkında raporlar düzenledi.
Bu çalışmada General Trikupis’in savaş meydanında esir düşmesi, Talas Üsera Garnizonu ve burada kalan esir
Yunan subaylarının durumu, Hilal-i Ahmer Cemiyetinin (Kızılay) esirlere yardımları üzerinde duruldu. Çalışma
arşiv kaynakları, hatırat, gazete ve telif-tetkik eserlerden faydalanılarak hazırlanmıştır. After the First World War, especially with the support of England, the Greek army invaded Anatolian lands on
the way to realize Megali Idea (Greater Greece). The regular army of the Turkish Grand National Assembly
established on the Western Front dealt the final blow to the Greek army with The Great Offensive and the Battle
of the Commander –in-Chief. In addition to the Greek soldiers captured in the wars before this victory, many
Greek soldiers, as well as the commander –in-chief of the Greek army, General Trikupis, and her entourage were
also captured after the said victory. As the number of prisoners increased rapidly after The Great Offensive and
the Battle of the Commander –in-Chief, the captive officers were transferred to Afyon, Kırşehir and Kayseri.
Other military and civilian prisoners were transferred to different parts of Anatolia. Greek prisoners of war were
kept in the prisoner garrisons until the implementation of the document on the mutual release of prisoners signed
between the states of Turkey and Greece at the Lausanne Peace Conference. Only Greek Officers remained in
Talas Prisoner Garrison, one of these prisoner garrisons. The Talas Prisoner Garrison was inspected twice by
international Committee of the Red Cross. The delegation prepared reports on the condition of the prisoners and
the garrison. In this study, the captivity of General Trikupis on the battlefield, the Talas Prisoner Garrison and
situation of the captive Greek officers staying here, the aid of the Red Crescent Society to the prisoners will be
emphasized. The Study was planned to be prepared by making use archival resources, memoirs, newspapers and
copyright-reviewed works.