27 MAYIS 1960 SONRASI MERKEZ SAĞDA BİR SİYASAL AKTÖR OLARAK FERRUH BOZBEYLİ VE DEMOKRATİK SAĞ DÜŞÜNCESİ
Özet
Tek Parti dönemi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) içerisinden çıkan isimlerce
kurulan Demokrat Parti (DP) Türkiye’yi 1950-1960 yılları arasında tek başına
yönetti. DP’nin 10 yıllık iktidarı boyunca ortaya koyduğu birçok uygulama toplumda ciddi tartışmaya sebep oldu. 27 Mayıs 1960 darbesi DP’yi zorunlu olarak
kapatırken, 27 Mayıs sonrasında kurulan Adalet Partisi (AP), kapatılan DP’nin
mirasına sahip çıkma iddiasıyla siyasi faaliyete girişti. Kuruluşunda kadro ve
ideoloji anlamında homojen nitelik taşımayan AP bu iddiasına 1965-1971 döneminde Türkiye’yi tek başına yöneterek gerçeklik kazandırdı. Ancak 1969 seçimleri sonrası AP içerisindeki parti içi muhalefet AP lideri Süleyman Demirel’i ülkede ve partide tek adamlık anlayışı kurmakla itham etti. AP’den ihraç edilenler
Ferruh Bozbeyli liderliğinde Demokratik Parti (DKP)’yi kurdu. DKP, 1970-1980
döneminde 27 Mayıs’ın kapattığı DP’nin “946 Ruhu”nu temsil ettiği iddiasıyla
faaliyette bulunan merkez sağ parti idi. Söz konusu dönemde DKP merkez sağın
ana eğilimlerini temsil etmekle birlikte içinden çıktığı AP’den daha geleneksel ve
muhafazakâr bir siyasal parti olma özelliği taşıdı. Türkiye’nin 1970’li yıllarında
Bozbeyli siyasal yelpazedeki yerlerini “Demokratik Sağ” olarak tanımladı. Bu
dönemde “Demokratik Sağ” kavramı ile Bozbeyli bir yandan Türk sağının geleneksel kodlarını sahiplenirken diğer yandan da aşırılıkçı eğilimlere karşı yeni
sağ bir ideolojinin de temellerini atmaya çalışmıştı. Başka bir şekilde söylemek
gerekirse Bozbeyli bu çabasında Soğuk Savaş dönemi gerçeği olan Türk-İslam
Sentezi yaklaşımını Kemalist ideoloji ile dengelemeyi hedeflemişti